Aytun Bilgin
Ocak 2016 - İstanbul
VE BİR ÇAMUR..
‘’Taş devri , taş bittiği için son bulmadı ve petrol çağı da petrol bittiği için son bulmayacak’’
Putin , Başkanlık Akar Yakıt ve Enerji komisyonunu toplantıya çağırmıştı.
Ortamın keyifli olması hiç düşünülemezdi.
Aslında ABD shale gaz çalışmaları ve sonuçları ile ilgili çok daha fazla bilgi sahibi olmayı o kadar çok isterlerdi ki....
Putin ;
‘’Bir sonraki toplantı da 2030 yılına kadar gaz ve petrol sanayi ile ilgili bir plan’’ istedi.
Yeni oyunculardan bahsediyordu , ABD ve Kanada .
Ve ilave ediyordu ;
‘’Politikacılar, uzmanlar , iş çevreleri gerçek bir devrimden bahsediyoruz ‘’diyordu…
‘’Shale Revolution..!’’
(1) Putin’in Başkanlık komisyonundan raporlar istediği anlarda , Sberbank Enerji analisti Valery Nesterov ; ‘’ ABD’nin belki de yakın zamanda Rusya’ya gaz piyasasında rakip olacağından bahsetmekteydi.’’
(2) 2012 Ekim ayında Rusya, ABD’nin ‘’shale gas devriminin’’ ne gibi sonuçlar doğurabileceğini fark etmişti.
Ama artık herşey çok geçti ve çarklar geri dönülemez şekilde çalışmaya başlamıştı.
Mutlu ve mesut geçecek son 1-2 yıl kalmıştı.
Ancak henüz 2013 yılına girmeden önce ABD’de bin metreküp gaz 90 USD civarı satılırken Türkiye Rusya’dan 446 USD , iran’dan 530 USD civarında fiyatla Doğal gaz almakta idi.(3) Avrupa’nın Rusya’dan aldığı doğal gaz yine bin metre küp için 400 USD civarında idi.
ABD kendi üreticisine 90 USD üzerinden sattığı gaz ile başta Avrupa olmak üzere dünyanın her bölgesine göre inanılmaz bir enerji maliyeti avantajı elde ediyordu. Bu fiyatlar Rusya ve Doğal gaz ihracatçıları için bir rüyanın son günleri oldu. 2015 yılına gelindiğinde Türkiye doğal gazı yaklaşık 200 USD fiyatla alırken indirim görüşmeleri veya tahkim duruşmaları da devam ediyordu.
‘’The end of the Oil Age’’
2003 Ekim ayında The Economist’in makalesi böyle başlıyordu;
(4) 2003 Ekim ayı ilginç bir tarihtir ki büyük ihtimal ile bu makalede gönderme içeren bilinçli bir tercihtir.
Çünkü Ekim 1973 ABD’yi ve bütün dünya ekonomisini kökten değiştiren 1973 Arap Petrol ambargosunun 30.yıl dönümüdür.
Ancak sadece The Economist değil dünyada hemen kimse bu yazıdan sadece 10 yıl sonra ABD’nin enerji, ve petrol bağımlılığından kurtulacağını ve dünyanın yeni bir döneme gireceğini tahmin edemez idi.
Belki bir isim hariç ; Zeki Yamani ...
Makalenin ilk satırları onlarca yıl sonrası için o zamanlar hiç fark edilmeyen ancak sonuçları dünya sermaye piyasalarından , para ve kredi piyasalarına kadar bütün sistemi yeniden yapılandıracaktı.
ABD’nin shale gas devrimi ve 2008 krizi sanki bütün bu yeni zemini onaylamak ve olayı hızlandırmak içindi.. 2016 yılbaşında başlayan Suudi Arabistan – İran gerginliği aslında bütün bu değişimin sadece ufak bir görüntüsüdür. Ahmet Zeki Yamani , petrol tarihinin en önemli isimlerinden biri kabul edilir.
Ortadoğu petrolünü kimler alıyor |
(5) 2000 yılında The Telegraph’dan Mary Fagan’a şöyle diyordu ;
(6) ‘’Taş devri taş bittiği için son bulmadı ve petrol çağı da petrol bittiği için son bulmayacak’’ Ve devam ediyordu ; ‘’Bundan 30 yıl sonra petrol bol miktarda olacak ve hiçbir alıcı olmayacak’’ ‘’Petrol toprağa terk edilecek’’.
Yamani , Kahire , Exeter ve New York Üniversitelerinde okumuş ve Harvard Hukuk mezunu. Bir çok öngörü ise bir nevi ‘’kehanet’’ cinsinden ; 2000 yılında , ‘’Asya'da talebin yükseleceğini ancak Hazar Denizi, Mısır ve Afrika gibi bölgelerde yeni büyük petrol sahaları bulunacağını ve bu talep etkisinin geçici olacağını’’ söylüyor.
Ki 2000 sonrası tam olarak olan buydu, tabi birde bütün bunlara eklenen ‘’Dev doğal gaz rezervleri ve Shale gaz devrimi’’. Yamani’nin söyledikleri aslında şöyle bir zemini oluşturdu, petrol bitmeden önce petrol ile ülkenin geleceğini ayrıştırmak gerekiyordu.
Aslında buna çok önceden başlayanlarda vardı..! 2008 Krizi ile Suudi Arabistan aslında Yamani’den beri çok iyi bildiği olayın ikinci perdesine hazırlanacaktır. Bu konuya döneceğiz ancak şimdi biraz ilk perdeye bakalım.
‘’Kuzey Yolu ‘’ Norway
Norveç, egemenliği altında olduğu İsveç’ten 1905 yılında ayrıldığında yarım yüzyıl sonra dünyanın en zengin ülkesi olacağını kimse bilemezdi. 90’lı yıllardan sonra tamamen değişen Norveç şimdi 5 milyon nüfusu ve 500 milyar Dolar’ın üzerinde GSYH’sı ile faklı bir dünya.
Ama Norveç’te ‘’ Camları karartılmış süper otomobiller, ünlü markaların çantalarını satan mağazalar, seçkin gece kulüplerinin dışında kuyruğa girmiş insanlar görülmüyor.’’(7) Bunun en önemli sebeplerinden biri Norveç’te petrol işi en başından beri biraz farklı yürüdü. Belki de bütün dünya sermaye piyasalarını etkileyecek kadar farklı.
Rusya ile Katar'dan
sonra dünyanın üçüncü en büyük doğalgaz ihracatçısı konumunda olan (8)
Norveç'te 1967 yılında "Hükümet Emeklilik Fonu-Küresel" ismiyle bir
fon kurdu. 2000’li yılların ortalarında petrol ve gaz fonuna çevrildi.
Petrol İşcileri 1910 -Yenangyaung (Burma) - NYPL Digital |
Norveç Petrol ve Enerji Bakanı Tord Lien bir konuşmasında şöyle diyordu;
''Bizim Sovereign Wealth Fonumuz şubat 2016 itibari ile yaklaşık 6.9 Trilyon NOK bu da
806 miyar USD yapmaktadır. Nüfusumuzun 5 milyon 156 bin kişi olduğu düşünülür ise bu her Norveç'li erkek , kadın ve çocuk için 156.000 USD demek''
Şu anda yaklaşık 800 Milyar USD olan fon dünyadaki tahvillerin % 1’ini sahip olduğu düşünülüyor.(9) Bunun anlamı şu dünyada tahvil piyasalarından 100 USD borçlanıyor sanız bunun 1 USD’sini Norveç halkı size borç veriyor başka bir deyiş ile siz her ödediğiniz faiz miktarının %1’ini aslında Norveçlilerin gelecek nesillerine bırakıyorsunuz..!
Bir kaç tanesi daha önceki tarihlerde kurulsa da 90’lı ve 2000’li yıllardan sonra Dünya finans ve sermaye piyasalarında yeni ve ezici bir güç doğdu :
Sovereign Wealth Funds....
Genellikle ödemeler dengesinde fazla veren ülkelerin kamu yönetimleri bu fazlalığı gelecek nesillere taşımanın anlamını fark ettiler. Bu kaynaklar genellikle emtialara dayalı idi ve aslen sadece şu andaki nesile değil gelecek nesillere de ait bir servetti. Özellikle 2000’li yıllardan sonra sayıları hızla artan bu bir nevi ‘’ Devlet – Kamu Fonları’’ artan petrol fiyatları ile devasa boyutlara ulaştılar.
Son rakamlara göre yaklaşık olarak 7.193.200.000.000 USD !
( Yazı ile yedi trilyon iki yüz milyar Amerika Birleşik Devletleri Doları )
Bu büyüklüğün yaklaşık 4 Trilyon USD’si Petrol ve Gaz fonlarından oluşuyor.(10) Birkaç örnek vererek bu petrol fonlar hakkında fikir vermek faydalı olabilir ; Norveç Petrol Fonu: 824 milyar USD Abu Dhabi Invest : 773 milyar USD SAMA (Suudi Arabistan) : 668 milyar USD Kuveyt Yatırım Fonu : 592 milyar USD Katar Yatırım Fonu : 256 milyar USD Bunlar sadece büyük petrol fonlarının bazıları ki daha küçük ölçekli bir çok fon daha mevcut.
Yukarıdaki ülkelerin farklı fonları olduğu gibi Kazakistan , Birleşik Arap Emirlikleri , Rusya gibi ülkelerinde görece daha küçük fonları mevcut. İşte dünyada petrol kavramının zeminini son 10 yılda değiştiren temel resim burada saklı. Petrol ihraç eden ülkeler petrol ithal eden ülkelerden elde ettikleri gelirlerin büyük bir bölümünü yeniden o ülkelerin sermaye ve finans çevrelerine geri vermekte !
Doğru ve yerinde yatırım ve yapılanma içinde olan gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler 2000 sonrası aslında enerji için dışarı ödedikleri paranın büyük bölümünü sermaye ve kredi piyasaları yolu ile geri çektiler.
Petrol fiyatları hızla artarken gelişmekte olan ülkelerinde hızla büyüdüğünü gördük. Çin , Hindistan , Türkiye gibi petrol ithal eden ülkeler yüksek enerji fiyatlarına rağmen görece yüksek büyüme oranlarını yakaladılar.
2008 Krizi sonrası Amerikan Merkez Bankasının genişlemeci para politikası ve yüksek petrol fiyatları bu Kamu Fonlarını hem büyütürken diğer yandan düşen faizler getiri ihtiyacını artırdı. Genel olarak sabit getirili kamu borçlanma araçlarını tercih eden fonlar bile portföylerinde ki sermaye piyasası araçlarını arttırmaya başladı.
Petrolün tahta fıçılarda taşındığı yıllar - NYPL catalog ID (B-number) : b11708115 |
Biraz sihirli bir yapıya dönmeye başlamıştı. Petrol fiyatları yükseldikçe petrol satın alan ülkelere daha çok para geldi. Bu ülkelerin kamu borçlanma faizleri düştü , şirketleri yeni ortaklar aldı veya büyük sermaye arttırımları ile kısa zamanda hızla büyüdü.
Gayrimenkul yatırımları daha önce görülmemiş rakamlara ulaştı. Bu piyasalar gelişim büyüdükçe petrol fonlarının gelirleri arttı. Artan gelirleri ile dünyayı daha çok fonlayabiliyorlardı.
Resmi gözümüzde somutlaştırmak için Türkiye Norveç Büyükelçiliğinin 18.03.2015 tarihli belgesi üzerinden gidelim.
‘’Royal Norwegian Embassy in Ankara’’
18.03.2015
Norveç Hükümet Emeklilik Fonu - Küresel (Norveç Hükümet Fonu) Türkiye’deki yatırımlarını 2013 yılına kıyasla 2014 yılında iki katına çıkardı. Dört yıl içerisinde dört kat bir artış gösteren Norveç’ten Türkiye’ye gelen yatırımlar, toplamda yaklaşık 12.75 milyar TL ulaşmıştır .
Dünya Ham Petrol Ticaretinde Ana Hareket yolları |
Fon’un Türkiye’deki yatırımlarının geçtiğimiz yıl dikkate değer bir şekilde artırmasının nedeni, portföylerinde tahvillere önemli bir yer açmak için alınan ilke kararından kaynaklanmaktadır. Fon, Türk Hava Yolları ve Yapı Kredi Bankası gibi Türk şirketlerinin hissedarıdır’’.
(11) Fon aynı zamanda Norveç Hükümeti’nin belirlediği şekilde orta derecede risk ile mümkün olan en yüksek dönüşü alma hedefiyle birçok farklı ülkeye, firmaya ve mevduata yatırım yapmayı amaçlıyor.
Fon değerlerinin yüzde 60’ı öz sermaye, yüzde 35-40’lık bir oranı sabit gelir ve yüzde 5 kadarı ise gayrimenkulden oluşuyor. Türkiye örneği üzerinden dünyanın petrol-sermaye piyasaları ve finans döngüsü resmi daha belirgin hale getirir. 2013’te
Norveç Kamu Fonu’nun Türkiye’deki yatırımları Hazine tahvillerinde 1.5 milyar dolar iken 1.2 milyar dolarlık da hisseyi elinde tuttu. 2014’te ise fon, hem hazine kâğıtları hem de toplam büyüklükte en büyük pozisyonuna ulaştı.
Norveç Fonu, 2014’te dünya genelinde 4 bin 256 tahviline yatırım yaptı. Yani siz otomobilinize yakıt alırken , konutunuzu ısıtırken veya elektrik santralleri petrol veya doğal gaz kullanırken aslında ödediğiniz paranız ‘’bir yere gitmiyor’’ yeniden size ‘’borç veya ortaklık olarak’’ geri dönüyor.
Eğer siz bu kaynakları verimli ve doğru kullanırsanız aslında kendi enerji maliyetiniz ile kendinizi fonlamış oluyorsunuz !
Dolayısı ile 2000 sonrası yıllarda gördüğümüz gibi petrol fiyatları yükseldikçe petrol ithal eden ülkeler büyüdü.. Aynı örneğe bir de dünya çapında bakalım. The Qatar Investment Authority, 2005 yılında kurulmuş esas olarak tıpkı Norveç Petrol Fonu gibi bir Devlet Yatırım Fonudur.
Bu yatırım kuruluşuda Katar’ın gaz veya petrol gelirlerinin fazlasını yatırıma dönüştürür. Fonun 2005 sonrası yaptığı bazı ortaklıklardan veya hisse alımlarından örnekler verelim; Barclays , Volkswagen Grubu, Porsche, Sainsbury , Lagardere , Total , Vivendi, Royal Monceau, France Telecom , Film Yard Holdings -Miramax , Royal Dutch Shell , Vinci SA ve hatta Paris Saint-Germain Futbol Kulübü.
Bunlar sadece yıllar içinde bazı ortaklıklar veya hisse alımları yapılan şirketler. Tabi şöyle özetlemekte mümkün aslında tüm dünyada tanıyıp bildiğiniz markaların – dev şirketlerin bir çoğunun önemli ortağı veya finanse edeni aslında bu yeni kavram;
Sovereign Wealth Funds , kolay anlaşılır olması açısından Devlet (Kamu) Yatırım Fonları. Bu fonlar son zamanlarda, Rezerv Fonları (Rusya), Emeklilik Fonları , Stratejik Fonlar gibi çeşitli sınıflara ayrıldılar.
Petrol Endüstrisinin ilk yılları - NYPL catalog ID (B-number) : b11708115 |
Yapıyı şöyle sadeleştirelim, petrol ihraç eden bir çok ülke artık para almak yerine petrol ithal eden ülkelerin şirketlerinize ortak oluyor gayrimenkullerini alıyor. Eğer yeni değer yaratabiliyor , parayı iyi kullanabiliyor veya dönüşebiliyorsanız ne ala.
Artık para için ülkeler kimle görüşmesi gerektiğini biliyor; Rusya haziran ayında Çin, Abu Dabi, Katar, Bahreyn, Güney Kore, İran, Fransa ve İtalya Kamu Fonları başkanları ile toplantı yaparak yatırım veya borç talebinde bulundu… Ama 2014 yılından itibaren işler tersine dönmeye başladı. Petrol fiyatları dayanılmaz bir hızla düşmeye başladı. Düşen petrol fiyatları önce bu fon gelirlerini azalttı.
Sonrada bu fonlar artık gelirleri hızla düşen devletler için ilk akla gelen kaynak oldu. Suudi Arabistan , Katar fonları Avrupa ve çevre ülkelerde yüklü miktarda hisse senedi sattılar.
Norveç dünyadaki en büyük SWF bile artık varlık sattıracak pozisyonlar almaya başladı. Rusya , Kazakistan ve benzer ülkelerde de durum farklı değil. Peki güzel bir rüya neden bazıları için kabusa döndü …
150 USD iken petrol peşinde koşan alıcılar 35 USD olan Petrolün yüzüne bakmaz oldu. Petrol depolanacak tesisler yetmiyor milyonlarca ton ham petrol dev tankerlerde açık denizde veya liman girişlerinde bekletilmeye başlandı…
Mart 2015 ;
ABD 1971 yılından sonraki en yüksek aylık ham petrol üretim rakamına ulaştı 9.690.000 varil/gün. 2000 Yılında ABD Doğal gaz üretiminde shale gaz oranı %1 bile değildi. Şu anda bu rakam %20’nin üzerinde ve 2035 yılında bu oranın % 46 civarında olacağı tahmin ediliyor.
Daha ilginç olanı ise 2017 yılından itibaren ABD’nin net Doğal gaz ihracatçısı olacak olmasının beklenmesi.(12) Ve bunların tümü bir araya geldiğinde Amerika Birleşik Devletleri 2015 yılından itibaren genel anlamı ile artık petrol ve gaz üretiminde net anlamı ile kendine yeter bir ülke..!
Ancak petrol fiyatlarındaki çöküş bazı Amerikan petrolcüleri için felaket oldu. 2016 başında 170 milyar USD banka kredi borcu petrolcüleri daha fazla üretim yapmaya itti.
Tabi dayanabilenler ....
2000’li yıllardan sonra Rusya doğal gaz ve petrol fiyatlarının etkisi ile ekonomik toparlanma yaşadı.
Avrupa’nın doğal gaz tedarikçisi rolü Rus Merkez Bankasının döviz ve altın rezervlerini tarihi zirvelere taşıdı. Rus Merkez Bankasının uluslararası rezervleri 2000 yılında sadece 27.6 milyar USD iken 2008 krizinin ilk günlerine gelindiğinde Temmuz 2008 tarihinde 596.5 milyar USD ile tüm zamanların rekorunu kırdı.(13)
Aynı tarihlerde Brent Petrol varil fiyatı 145 usd ile rekor seviyelerinden birini görmekte idi.
Bundan sadece 6-7 ay sonra ise Brent Petrol 35 usd seviyelerini görürken Rus Merkez Bankası Uluslararası rezervleri 383.8 milyar USD olacaktı.
2011 Yılında petrol fiyatları FED’in QE – Parasal Genişleme paketleri ile 125 usd seviyelerine geri gelirken Rusya Merkez Bankası rezervleri 545 milyar USD’ye geri dönmüştü.
2015 sonunda ise rezervleri 364 milyar USD kalan Rusya artık bir ‘’petrol-gaz bağımlısı’’idi. (14) Petrol ve doğal gaz, zaman içinde meydana geldiği ana kaya parçasından başka farklı kayaç oluşumlarına kayar. Bu hareket esnasında ana kayada kalan petrol veya doğal gazı ise kaya gazı olarak anılır.
2000’li yıllardan sonra gelişen yüksek teknolojiler , yatay sondaj- hidrolik kırılma gibi tamamen teknik bazı faaliyetler sonucu üretilir. Bu üretimin dünya enerji politikalarını ve dolayısı ile tüm siyasi-ekonomik ilişkileri yeniden yapılandırması doğaldır.
OPEC Net İhracat Geliri |
"Günümüzün
savaşlarını bitirdiğimizden , ulusal güvenlik ekibime, Asya Pasifik'teki
varlığımızın ve görevlerimizin en üst önceliğimiz yapılması konusunda talimat
verdim"(15)
ABD Başkanı B. Obama
Avustralya Parlamento Konuşması
Kasım 2011
Avustralya ile yapılan anlaşma çerçevesinde ABD'nin, bu
ülkeye 2016 yılına kadar konuşlandıracağı asker sayısı 2500 olacak. ABD'nin,
Güney Kore'de 28 bin ve Japonya'da 50 bin askeri bulunuyor. Endonezya'ya sadece
820 kilometre uzaklıktaki Darwin'e konuşlandırılacak 2500 Amerikan askeri,
ABD'nin Güneydoğu Asya'ya ve Hint Okyanusu'na çok çabuk ulaşmasını sağlayacak.
Bu arada belki hiç görmediğiniz bir belgeyi sunmak isterim.
ABD'nin hiç elini sürmediği stratejik petrol rezervlerini satmaya karar verdiğini duymamış olabilirsiniz....
6 Ekim 2015 ABD'nin Stratejik rezervlerini satmaya karar vermesi o günlerin en ciddi haberi olmalıydı..
Miktar piyasaları etkileyecek boyutta olmasa dahi stratejik değişiklik aslında piyasaları sarsmalıydı ama o günlerde ''bir kaç kişi hariç kimse bu kadarını beklemiyordu''.
"Altın Gözlü Yılan 2012"
ABD-Japonya-Güney Kore-Tayland-Singapur-Malezya ve Endonezya'nın katılımı ile yapılan büyük bir askeri tatbikatın adıdır.
"Altın Gözlü Yılan 2012" tatbikatının ardından
Washington'da birçok uzman "ABD'nin Çin'i okyanus üzerinden kuşatıp
kilitlemesinin 21. yüzyılda ABD'nin en öncelikli hedeflerinden biri olması
gerektiği" üzerine tartışmalar yaptı.
2006 yılından bu yana ABD-Japonya arasında müzakere konusu
olan, Japonya'da hükümetin devrilmesine dahi sebep olan, Okinawa adasındaki
devasa ABD Askeri Üssü'nün akıbeti konusunda ABD ve Japonya'nın kısmen
anlaşmaya vardıkları, ABD'nin şu an itibarıyla Japonya'da bulunan 59 bin
askerinin bir kısmını Batı Pasifik'teki diğer ABD müttefiki ülkelere
kaydıracağı 26 Nisan'da açıklandı.
Japonya, ABD'nin de teşviki ile Myanmar'ın Japonya'ya olan
3,7 milyar dolarlık borcunu sileceğini açıkladı.
ABD
Enerji Bakanlığı'na bağlı Enerji Bilgi İdaresi'nin (EIA) Kısa Vadeli Enerji
Görünümü raporuna göre, ABD hükümeti ham petrol üretiminin 2016 yılında 740 bin
varil/gün azalmasını bekliyor.
2016
yılı için petrol üretiminde düşüş tahminini 700 bin varil/günden 740 bin
varil/güne çıkaran EIA, 2017 yılında ise üretimin 230 bin varil/gün daha
azalarak 8,46 milyon varil/güne gerileyeceğini öngördü.
2016
yılı için talepte büyüme tahminini 160 bin varil/günden 110 bin varil/güne
indiren EIA, 2017 yılı için büyüme tahminini de 280 bin varilden 260 bin varile revize etti. 2016 yılı için global petrol talebinde büyüme tahminini 180
bin varil düşürerek 1,24 milyon varile indiren EIA, 2016'da global petrol
talebinin 95,02 milyon varil olacağını tahmin etti.
EIA
2017 için talepte büyüme beklentisi de 40 bin varil düşürerek 1,46 milyon
varil/güne indirdi.
EIA'nın Dünya konvansiyonel petrol üretimi senaryoları ise aşağıdaki figürde oldukça net şekilde göstermektedir ki;
Dünyanın büyüme senaryolarının zayıflığı da dikkate alındığında aslında petrolün bir nesilden daha uzun bir yolu yok.
Ancak bunun için petrol rezervlerinin bitmesi gerekmeyecek, hatta konvansiyonel olarak bir miktar petrol üretimi ve tüketimi çok daha uzun yıllar devam edecektir. Bu üretim ve talep dünya ekonomik faaliyetinde önemli bir yer tutmayacaktır.
Özellikle de belirli büyüklükteki bir devletin ekonomik faaliyetini yürütebileceği boyutta olamayacaktır.
Bu noktada sermaye piyasaları dahil önümüzdeki dönem sorusu şu anda petrol üreticisi ülkelerin gireceği yeni yapıdır.
Ve Şubat 2016 ; Dünya doğal gaz piyasasında hiç bir şey eskisi gibi olmayacak, Anadolu Ajansı enerji platformu şu haberi geçiyordu ...
ABD'nin ilk LNG ihraç gemisi Brezilya yolunda ....
''Küresel Gaz Piyasasını Değiştirecek Gemi''
EIA'nın Dünya konvansiyonel petrol üretimi senaryoları ise aşağıdaki figürde oldukça net şekilde göstermektedir ki;
Dünyanın büyüme senaryolarının zayıflığı da dikkate alındığında aslında petrolün bir nesilden daha uzun bir yolu yok.
Ancak bunun için petrol rezervlerinin bitmesi gerekmeyecek, hatta konvansiyonel olarak bir miktar petrol üretimi ve tüketimi çok daha uzun yıllar devam edecektir. Bu üretim ve talep dünya ekonomik faaliyetinde önemli bir yer tutmayacaktır.
Özellikle de belirli büyüklükteki bir devletin ekonomik faaliyetini yürütebileceği boyutta olamayacaktır.
Bu noktada sermaye piyasaları dahil önümüzdeki dönem sorusu şu anda petrol üreticisi ülkelerin gireceği yeni yapıdır.
Ve Şubat 2016 ; Dünya doğal gaz piyasasında hiç bir şey eskisi gibi olmayacak, Anadolu Ajansı enerji platformu şu haberi geçiyordu ...
ABD'nin ilk LNG ihraç gemisi Brezilya yolunda ....
''Küresel Gaz Piyasasını Değiştirecek Gemi''
''ABD'nin Houston kentinde düzenlenen IHS CERAWeek 2016 Enerji Konferansı'nda konuşan Cheniere Energy Pazarlama Müdürü Meg Gentle, şirketin ilk LNG kargosunun, Louisiana eyaletindeki sıvılaştırma tesisinden Brezilya'ya gitmek üzere yola çıktığını duyurdu''
Kargo için "küresel gaz piyasasını değiştirecek gemi" tanımlamasını kullanan Gentle, dünyada en düşük maliyetle LNG üretimi yapan ABD'nin, 2020'de küresel LNG piyasasında ilk 3 ihracatçı ülkeden biri olacağına inandığını kaydetti.
ABD Enerji Bakanı konferansta yaptığı konuşmada, ihracatı;
"Büyük bir dönüm noktası" olarak nitelendirdi.
ABD'nin giderek artan kaya gazı üretimi sayesinde dışa bağımlılığını azalttığının, artık doğalgaz ithalatçısı bir ülke olmadığının altını çizen Enerji Bakanı, kaya gazının küresel doğalgaz piyasasını değiştireceğine inandığını söyledi.
"Güney Gaz Koridoru ve Doğu Akdeniz'den gelecek doğalgaz kaynaklarını destekliyoruz"
"ABD hükümeti olarak LNG ihraç eden özel şirketlere karışamayız. Ancak Türkiye üzerinden geçecek Güney Gaz Koridoru ve Doğu Akdeniz'den gelecek doğalgaz kaynaklarını destekliyoruz. Bu sayede Avrupa'nın gaz kaynakları çeşitlenecek. ABD gazının küresel piyasaya arzıyla da kaynak çeşitliliği oluşacak."
ABD Enerji Enformasyon İdaresi verilerine göre, ülkenin toplam doğalgaz üretimi 2007'de 546 milyar metreküpten 2014'te 727 milyar metreküpe çıktı.
Aynı yıllar arasında kaya gazının üretimi ise 36 milyar metreküpten 380 milyar metreküpe yükseldi. ABD'de 2014'te üretilen doğalgazın yüzde 48'e yakını kaya gazından geldi''
Kargo için "küresel gaz piyasasını değiştirecek gemi" tanımlamasını kullanan Gentle, dünyada en düşük maliyetle LNG üretimi yapan ABD'nin, 2020'de küresel LNG piyasasında ilk 3 ihracatçı ülkeden biri olacağına inandığını kaydetti.
ABD Enerji Bakanı konferansta yaptığı konuşmada, ihracatı;
"Büyük bir dönüm noktası" olarak nitelendirdi.
ABD'nin giderek artan kaya gazı üretimi sayesinde dışa bağımlılığını azalttığının, artık doğalgaz ithalatçısı bir ülke olmadığının altını çizen Enerji Bakanı, kaya gazının küresel doğalgaz piyasasını değiştireceğine inandığını söyledi.
"Güney Gaz Koridoru ve Doğu Akdeniz'den gelecek doğalgaz kaynaklarını destekliyoruz"
"ABD hükümeti olarak LNG ihraç eden özel şirketlere karışamayız. Ancak Türkiye üzerinden geçecek Güney Gaz Koridoru ve Doğu Akdeniz'den gelecek doğalgaz kaynaklarını destekliyoruz. Bu sayede Avrupa'nın gaz kaynakları çeşitlenecek. ABD gazının küresel piyasaya arzıyla da kaynak çeşitliliği oluşacak."
ABD Enerji Enformasyon İdaresi verilerine göre, ülkenin toplam doğalgaz üretimi 2007'de 546 milyar metreküpten 2014'te 727 milyar metreküpe çıktı.
Aynı yıllar arasında kaya gazının üretimi ise 36 milyar metreküpten 380 milyar metreküpe yükseldi. ABD'de 2014'te üretilen doğalgazın yüzde 48'e yakını kaya gazından geldi''
''GASOLİNE'' istasyonları- 1935 ABD- NYPL catalog ID (B-number) : b13668355 |
Suudi Arabistan ve Yamani Teorisine
Dönüş..
Suudi Arabistan 2014 Yılından itibaren sanki Zeki Yamani’nin
her kelimesini uygulayan bir master plan geliştirdi.
2008 krizi sonrası oluşan hava aslında akıllarda olan bir
çok düşünceyi tetiklemişti. Yenilenebilir enerji konuşmaları , elektrikli
otomobil teşvikleri , en çok haber yapılanlar arasında idi.
Nükleer enerji çalışmaları çok hızlı ilerledi yeni nesil santraller dünyanın her tarafından ihaleler alıyordu. Şu anda dünyada 438 nükleer santral var ve 42 tanesi inşaat halinde. Almanya başta olmak ve Avrupa'daki bir çok ülke rüzgar- güneş her türlü temiz enerji için devasa adımlar ile ilerliyor.
Yamani 2000 yılında Irak’ın büyük bir üretici olacağını
tahmin ediyordu. Ama bu durum 15 yıl kadar gecikti..! Irak 2015 yılında önümüzdeki dönemde 12
milyon varil/gün ile dev üretim rakamlardan bahsetmekte.
1990 – 2013 Arasında WTI Petrol kontratlarında Trade miktarı
: (Milyon Kontrat)-Bloomberg-API
|
2014 sonrası çoğu analiz Suudi Arabistan’ın Rusya ve İran’ı
cezalandırmak istediğine inanıyor.
Bu teoriler gerçekte olabilir ama arka tarafta yatan başka
büyük zemin mevcut. Konu sadece Iran ve Rusya olmayabilir. Başka bir açıdan
bakarsak aslında Suudi Arabistan’ın nerdeyse sınırsız üretim artışından en
büyük zararı gören başkaları da var, ABD ‘de shale gas ve petrol için
milyarlarca Dolar yatırım yapan Amerikan Petrolcüleri gibi..!
ABD’de 2014 yılında 1600 civarında olan sondaj kule sayısı
2015’de 500’lü rakamlara geriledi. Ancak bunun yanında daha ucuz bölgelerde
üretim artışı devam ediyor. Sanki Amerikan’ın içinde bazıları ‘’Suudi America’’
rolü üstlenmiş durumda.
Ama Amerikan hükümetinin aynı rahatsızlık içinde olduğu
söylenemez. Çünkü 2008 sonrası hanehalkı harcanabilir gelirlerine en büyük
destek petrol fiyatlarından geldi. Üretim için dünyanın her yerinden çok daha
avantajlı enerji fiyatları ve otomobilinin deposunu ucuza dolduran
Amerikalı’lar varken hükümetin yıllardır ‘’çok para kazandıklarını’’
düşündükleri petrolcüler için üzülmesi beklenemezdi, üstelik 2016 seçim
yılında.
Benzin – dizel yanında
doğal gaz fiyatları 2020 yılında hane başına 2700 $ kadar tasarruf sağlayacak.
2025 yılında ise harcanabilir hane gelirine 3500 $ kadar katkı katacak.(18)
Ama buna karşılık aslında çok da içlerine sinmese de 40
yıldır devam eden petrol ihraç yasağını kaldırarak petrol sanayine kısa vade de
olmasa da uzun vade yeni bir yol açtılar.
Ancak Petrol sanayinin Amerika için bir diğer anlamı yüksek
ücretli iş gücü. ABD’nin en yüksek ücretli istihdamı petrol sanayi
çalışanlarında ki bu yüksek harcama ve ekonomik aktivite demek.
Petrol sanayi çalışanları 100.000 USD yıllık ortalama ile
ABD’nin 51.000 USD ‘lik ortalamasının %95 üstünde kazandılar.
Petrol sanayi ABD’de sadece 2008 – 2012 yılları arasında 174
Milyar USD alt yapı yapı yatırımı yaptı.(20)
Milyonlarca yüksek ücretli iş gücü yarattı öyle ki 2008
sonrası artan ABD istihdam rakamlarının büyük çoğunluğu direkt veya dolaylı
petrol sektöründendi.
The American Petroleum Institute ‘ye göre Petrol ve doğal
gaz sektörü de ABD'de ekonomik büyümenin önemli bir kaynağıdır. API göre,
sanayi çevresinde 9,8 milyon iş destekler ve ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla
(GSYİH) yüzde sekiz kadar katkı yapmakta.(19)
Rusya ve İran ile ilgili teori akla yatkın olsa da petrol
devinin Pazar payı almak konusunda ne kadar acaleci olduğunu da kabul etmek
gerekir.
Suudi Arabistan 2014 sonunda oyuna girmeden önce durum aşağıdaki gibi gelişti.
2008 Sonrası ABD'nin '' shale devrimi'' acıkça görülmektedir. Suudi Arabistan neden yeni bir pozisyon aldı sorusuna en belirgin yanıt aşağıdaki tablodadır.
Suudi Arabistan 2014 sonunda oyuna girmeden önce durum aşağıdaki gibi gelişti.
2008 Sonrası ABD'nin '' shale devrimi'' acıkça görülmektedir. Suudi Arabistan neden yeni bir pozisyon aldı sorusuna en belirgin yanıt aşağıdaki tablodadır.
ABD - RUSYA VE SUUDİ ARABİSTAN PETROL-GAZ ÜRETİMİ |
Dışarıdan bakınca Suudi Arabistan petrol fiyatları ile pek
ilgili görünmüyor, sanki istediği şey olabildiğince çok petrol satmasını
sağlayacak tüm pazarlara yerleşmek.
Yamani son dönem yönetime gelmiş gibi görünüyor;
‘’ Petrol toprağa terk edilecektir ‘’
Suudi Arabistan üretim ve satış kararlılığı ile aslında
başka konuyu da baskı altında tutuyor. Konu sadece cari petrol fiyatları değil.
OPEC 2040 Yılına kadar gereken üretim ihtiyacını karşılamak
için yapılması gereken yatırım 10 Trilyon USD olarak belirtiliyor. (20)
Oysa bu fiyatlar ile yatırım yapılabilecek kuyular ancak
maliyetlerin çok düşük olduğu havzalar. Yeni teknolojiler ve araştırmalar için eskisi
kadar yeterli kaynak ayırma imkanı kalmadı.
Norveç Petrol ve Enerji
Bakanı Tord Lien, ham petrol fiyatlarının düşük seyretmesinin petrol
firmalarına Norveç'in Lofoten bölgesinde 2017 sonrasında arama faaliyetlerinde bulunmalarına izin verilmesini sağlayabileceğini söyledi.
Sığ sularda bulunan
Lofoten sahasındaki büyük petrol rezervinin düşük maliyetli üretim yapılmasına
imkan vereceği öngörülüyor.
Suudi Arabistan başta olmak üzere bir çok petrol üreticisi ülke
petrol çağının bitmekte olduğu üzerine yapılanmaya başladı. Bu durumdan çıkış
için kendilerine buldukları yol ise sermaye ve finans piyasaları üzerinden
geçiyor.
Ülkelerin ve şirketlerin büyümesi ve petrol talebi aynı
zamanda bu ülke ve şirketlerin sermaye piyasaları yolu ile desteklenmesini ve
daha da büyümesini sağlıyor.
Düşen petrol talebi ve yavaşlama ise Petrol Fonlarını daralttığında aynı zamanda sermaye piyasalarını da bu anlamı ile daraltıyor.
Jeopolitik gerginlikler ABD’nin enerji bağımsızlığını sağlaması ve dünyanın bir
çok bölgesinde yeni arz yollarının bulunması ile artık petrol fiyatlarını
eskisi gibi yukarı itmiyor.
Tam tersi jeopolitik gerginlikler daralan ticaret
hacmi ve ekonomik faaliyet petrol fon gelirlerini düşürüyor ve petrol ihraç
eden ülkelerin bütçe açıkları için daha ucuza daha çok petrol satmalarına sebep
oluyor.
1970 - 2040 Dünya Enerji Talebi -OPEC |
İran , Rusya gibi ülkelerin bütçe açıkları için olması
gereken petrol varil fiyatı 100 USD üzerinde bu ise ancak arz yönünde çok büyük
bir daralma veya talep patlaması sonucu olabilir. Arz tarafında daralma OPEC
tarafından kabul görmüyor. Talep tarafında ise Çin’de canlanma olmadıkça ve ABD
kendi kaynaklarını kullandıkça bir hareketlenme imkanı yok.
Suudi Arabistan ve İran arasında yaşanan gerginliğin
Ortadoğu'nun yanı sıra tüm küresel enerji pazarını etkiliyor çünkü gerginlik
talebi azaltırken ihraçcı ülkelerin ‘’para talebi’’ agresifleşiyor.
Jeopolitik gerginlikler ABD kendi enerji talebini
karşıladığı ve dünyanın her tarafında bu kadar bol petrol varken fiyatı arttırmıyor
tam tersine düşürüyor.
İran için petrol sanayinin acil yatırım ihtiyacı sebebi ile
durum daha da karışık. Brookings Enstitüsü Uzmanı ve ABD’nin Eski Bakü
Büyükelçisi Kauzlarich’in “Petrolde arz
fazlası ve talebin azalması sonucu olarak büyük şirketler İran’a yatırım
yapmakta riskli olduğu düşüncesiyle daha yavaş davranacaktır” yorumu olayı net
şekilde açıklamakta.
Avrupa ise yakın
dönemde böyle bir talep yaratacak ekonomik aktiviteye sahip olmadığı gibi
yenilenebilir enerji kaynakları konusu özellikle Almanya – İngiltere – İspanya gibi
en büyük alıcılarda gittikçe gelişiyor.
Suudi Arabistan ise çıkarma maliyeti düşük havzalarından bol
ucuz petrol satışına devam ediyor.
(Bu yazının hazırlandığı sırada dahi Suudi Arabistan Avrupalı müşterileri için
yeni bir indirim daha açıkladı).
Yamani’nin ana fikri artık hem dünya petrol fiyatlamasını ve
hem de sermaye finans piyasalarını sardı.Petrol çıkarmak ve sanayilerini
desteklemek için 2040 yılına kadar harcanması gereken 10 Trilyon USD petrol
yerine kullanılacak yeni enerji türleri için harcanmış olsa zaten Petrol Çağı
bitmiş olacak. Bu Yamani’nin 2000 yılındaki temel düşüncesi idi.
Petrol parası fiyatların düşmesi ile belki bir süre sadece
ülkelerin cari harcamaları veya bütçe açıkları için kullanılacak ama stabilite
sonrası yeniden şirketlerinize ortak olmak üzere akmaya devam edecek.
Çünkü büyük üreticiler artık petrolün toprak altına terk edilmesine
çok fazla zaman kalmadığının farkında.
Suudi Arabistan Döviz rezervleri ile petrol fiyatları
arasındaki ilişki doğal olarak çok açık şekilde görülmektedir.
Ancak Suudi Arabistan nisbi olarak düşük petrol fiyatlarını
rezerv büyüklüğü sebebi ile Rusya benzeri ülkelerden daha uzun süre katlanabilmesi
mümkündür.
(Bu yazının hemen tamamlanması sonrası kaynaklardan geçen haber; 07.01.2016 )
Suudi Arabistan, petrol şirketi Amarco'yu satmayı değerlendiriyor. Suudi Arabistan'da Veliaht Prens'in
yardımcısı Muhammed bid Salman Al Suud yaptığı açıklamada devlet petrol şirketi
Aramco'nun satılmasının değerlendirilmede olduğunu söyledi. Salman al Suud yaptığı açıklamada, "Bu
gözden geçirilmekte olan bir konu ve gelecek birkaç ay içinde bir karar
vereceğiz. Kişisel olarak ben bu satışın yapılması konusunda istekliyim. Bunun
Suudi piyasasının çıkarına olacağına inanıyorum" diye konuştu.
(Ki her ne kadar böyle bir haber olsa dahi Aramco’nun normal bir halka
arz yolu ile açılması oldukça zor bir konudur)
Petrol dünyasında olanların daha iyi algılanması açısından bunotu ilave
etmekte fayda görüyorum. Yukarıdaki ek yapıldıktan 4 gün sonra yayınlanan diğer
bir haber;
11.01.2016
Reuters'ın haberine göre kaynaklar Suudi Arabistan'ın Amarco'nun
yabancı petrol şirketleri ile rafineri alanındaki ortaklıklarından hisse
satmayı düşündüğünü ancak petrol arama ve üretim operasyonlarından hisse
satmayacağını ifade ediyorlar.
(Aramco, global petrol rezervinin yüzde 15'ini oluşturan 265 milyar
varillik rezervi kontrol ediyor. Şirketin değeri 1 trilyon doların üzerinde
tahmin ediliyor.)
Artık petrol parasını cari harcamaları için kullanmanın
geleceklerini riske attığının farkındalar ve bunu istemiyorlar. Genel olarak
onların ihtiyaçlarına kucak açan sermaye piyasaları onları en kısa zamanda geri
çağıracak.
‘’ 28/01/2016 12:38 BREZİLYA
MB,
"DÜŞÜK PETROL FİYATI
GLOBAL FİNANSAL İSTİKRAR İÇİN RİSKLER
OLUŞTURUR"
Belirli bir döngü sonrası düşen fiyatlar, talebi ve büyümeyi
destekleyecek artan büyüme fiyatları yukarı çekerken yeniden dolmaya başlayan
petrol fonları sermaye piyasaları yolu ile ülkeleri ve şirketleri büyüme için
destekleyecek..
Bu döngü yavaş yavaş petrolün toprak altına terk edileceği
güne kadar devam edecek.
Ve tabi bunun tamamen değiştireceği ekonomik yapı içinde hazır
olmak gerekir.
Sona eren petrol çağı
başta petrol ve emeklilik olmak üzere aslen ‘’sahibi olmayan’’ dev fonların
egemenliğinde yeni bir sermaye ve para piyasaları dünyası.
Irak Maliye Bakanı Zebari: Nisanda memur maaşlarının yarısını senetle
ödeyebiliriz.
Ekonomik krizi aşmak için su, elektrik gibi temel konularda
zam yapabileceklerini açıklayan Zebari,
'Irak ve gelirini sadece petrolden elde eden ülkeler başka gelir
kaynakları yaratmalıdır.
Aksi halde bu gibi ekonomik
sarsıntılarda maaşları bile ödeyemezsiniz. Petrol 120'den 30 dolara kadar
indiyse bunun tekrarlanmamasını veya daha da düşmeyeceğinin garantisini kimse
veremez' dedi. (DHA)
Ama sadece bu kadar ile kalmayacak ..
Ve gelecek geliyor ;
2014 : ''Rusya-İran. Bu ülkelerin petrol fiyatlarından dolayı girecekleri yeni ortamın Türkiye'ye ekonomik etkilerinden çok siyasi etkileri önemli.''.....
2012 -2014 yıllarında Türkiye'nin petrol tedarik merkezlerindeki değişim :
İki figür arasındaki farklar ile uluslararası ilişkileri beraber değerlendirmek faydalı olacaktır.
2012 - 2014 Arasındaki değişimi bundan sonra olabilecekler konusunda bir ışık tutmaktadır.
Ocak 2016
İstanbul
EK1: 26.02.2016
İsveç Enerji Bakanı İbrahim Baylan, İsveç'in fosil yakıtlara bağımlılığını sonlandıran dünyadaki ilk ülkelerden biri olma yolunda önemli adımların atıldığını belirtti.
“İsveç 2030'a kadar, petrole ve fosil yakıtlara bağımlılığı tamamen sona erdirmek için büyük yol katetti” dedi.
EK2: 24.03.2016
EK 3 :
01.04.2016
Ama sadece bu kadar ile kalmayacak ..
Ve gelecek geliyor ;
2035 Yılına Kadar Başlıca Enerji Kaynaklarının Payı |
BP Enerji Görünümü 2016 Raporu aynı zamanda sektörün genel beklentilerini yansıtmakta.
Dünyanın düşük karbonlu bir geleceğe geçişi başlıyor.
Global enerji piyasalarındaki zayıflığa ve Çin’in
büyümesinde görülen yavaşlamaya rağmen enerji talebindeki artış, dünya
ekonomisindeki büyümeye paralel olarak, gelecek 20 yılda ve sonrasında da devam
edecek.
“BP Enerji Görünümü 2016” raporuna göre, global enerji
talebinin 2014 ile 2035 yılları arasında yılda ortalama yüzde 1,4 artış ile
toplamda yüzde 34 büyümesi bekleniyor.
Genel talepteki bu yükseliş, enerji karışımında meydana
gelecek önemli değişiklikleri de içinde barındırıyor dünya daha düşük
karbonlu bir geleceğe geçişini başlatırken, daha düşük karbonlu yakıtlar karbon
yoğun yakıtlardan daha hızlı büyüyecek.
BP Grup İcra Kurulu Başkanı;
“Petrol ve gaz fiyatlarındaki aşağı yönlü hareketin
görüldüğü bu dönemde, sadece mevcut zorlu koşullara uyum sağlamak değil, aynı
zamanda bundan sonra bizi bekleyen zorluklara hazırlanmak da önem taşıyor.
Enerji uzun dalga boyuna sahip bir sektör ve içinde faaliyet gösterdiğimiz
enerji manzarasının nasıl bir değişim geçireceğine dair uzun vadeli bir
perspektife de ihtiyacımız var.
Bu yılki Enerji Görünümü raporunun da ortaya koyduğu gibi,
dünya daha fazla enerji talep etmeye devam etse de, bu tedariklerin değişen
karışımı karbon yoğunluğunu da azaltıyor. Ayrıca, karbon salımlarını
sınırlamaya yönelik uluslararası hedeflerin karşılanması için başka politika
aksiyonları da gerekli olabilir.”
Petrol ve gaz hayatî bir büyüme kaynağı olmaya devam
ediyor...
“BP Enerji Görünümü 2016” raporu, diğer kaynaklardaki hızlı
büyümeye rağmen, fosil yakıtların 2035 kadar olan dönemde hakim enerji çeşidi
olmaya devam ederek, talepte yaşanması beklenen artışın yüzde 60’ını ve
dünyanın 2035 yılındaki toplam enerji arzının yüzde 80’ini oluşturacağını
öngörüyor.
Gaz, yılda yüzde 1,8 artış ile en hızlı büyüyen fosil yakıt
olurken petrol, enerji karışımındaki payında devam eden
düşüşe rağmen, yılda yüzde 0,9’luk istikrarlı büyüme sergileyecek.
Kömür tüketimindeki büyümede görülecek keskin yavaşlamayla,
kömürün enerji karışımındaki payı 2035 yılına kadar tüm zamanların en düşük
seviyesine inecek ve en büyük yakıt kaynakları sıralamasında ikinciliği gaza
bırakacak.
Fosil dışı yakıtların ise, geçen yılın yayınlanan “BP Enerji
Görünümü” raporunda beklenenden daha hızlı bir büyüme
sergileyeceği öngörülüyor. Bio yakıtların da aralarında bulunduğu yenilenebilir
yakıtların yılda yüzde 6,6 civarında büyümesi ve bunun sonucunda da, bugün
yüzde 3 olan enerji karışımındaki paylarının 2035’e kadar yüzde 9’a çıkması
bekleniyor.
Enerji talebindeki artışın nedeni gelir ve nüfustaki büyüme
BP Grubu Baş Ekonomisti Spencer Dale, yaptığı
değerlendirmede enerji talebinin büyüyeceğini belirtti ve şunları söyledi
“Gelecek 20 yılda, dünya ekonomisindeki genişlemeye ve yükselen aktivite
düzeylerine güç vermek için daha fazla enerji gerekmesine paralel olarak enerji
talebi de büyümesini sürdürecek gibi görünüyor.”
Artan enerji talebinin arkasındaki temel güçleri ise gelir
ve nüfus oluşturuyor. 2035 yılına kadar, dünya nüfusunun
yaklaşık 8,8 milyara ulaşarak enerjiye ihtiyaç duyan insan sayısına 1,5 milyar
kişi daha eklenmesi bekleniyor. Aynı dönemde, GSYİH’nin iki kattan fazla
artması, öngörülen artışın yarısının ise Çin ve Hindistan’dan kaynaklanması
öngörülüyor.
Dale; ''Çin ekonomisinde, daha sürdürülebilir bir büyüme
modeline geçiş için devam eden reformun, ülkenin enerji talebindeki büyümede de
keskin bir düşüşe yol açarak en çok da son 20 yıldır görülenin beşte birinden
daha az bir hızla büyüyen global kömürü etkilediğini belirterek, “Dünyada temel
bir değişim yaşanıyor ve bunun kanıtlarını da ne tür enerjinin, nasıl
tüketildiğinden görebiliyoruz” diyor.
Çin petrol ithalatının ülkelere göre dağılımı |
Global enerjideki artışın yarısından fazlası elektrik
üretimi için kullanılırken bu artışın çoğu da nüfusun büyük kısmının elektriğe
erişiminin kısıtlı olduğu bölgelerde gerçekleşiyor.
Elektrik üretimi, tüm yakıtların rekabet içinde olduğu bir
sektör olarak, yenilenebilir kaynaklar ve doğal gazın kömür santrallerinin
yerini alması ile yakıtın evriminde önemli bir rol oynayacak. Yenilenebilir
kaynaklar, elektrik tüketiminde beklenen büyümenin üçte birinden fazlasını
oluşturuyor.
Yükselen ekonomilerdeki güçlü büyüme petrol talebini
güçlendirirken, dünya üzerindeki taşıt sayısının bugünkünün
iki katının üzerine çıkması ile dünyadaki talep artışının yarısından fazlası
Çin ve Hindistan’dan gelecek.
Arzdaki artışlar
“BP Enerji Görünümü 2016” raporuna göre, doğal gaz arzı,
dünya çapında kaya gazı üretimindeki güçlü artışların etkisi ile sağlam bir
büyüme sergiliyor ve bunun yılda yüzde 5,6 artması öngörülüyor. Kaya gazının
2014’te toplam gaz üretimindeki yüzde 10’luk payı 2035’te neredeyse yüzde 25’e
yükselecek.
Global sıvı yakıt arzı, ağırlıklı olarak OPEC üyesi olmayan
ülkelerin arzındaki artış sayesinde 2035 yılına kadar günde
19 milyon varil civarına ulaşacak. OPEC’in, yüzde 40 civarındaki pazar payını
korumak için harekete geçmesi bekleniyor.
Karbon salımlarındaki artış, gelecek 20 yılda yarı yarıya
düşecek
“BP Enerji Görünümü 2016” raporunun kapsadığı dönemde karbon
salımlarının artış hızının önceki 20 yıla göre yarıdan fazla düşerek yılda
yüzde 2,1’den yüzde 0,9’a inmesi bekleniyor. Salımların artış hızındaki keskin
düşüş, neredeyse eşit ölçüde, enerji verimliliğindeki hızlı iyileşmeleri ve
enerjinin karbon yoğunluğunun azaltılmasını yansıtıyor.
Dünya, düşük karbon enerjili sisteme geçişi yapmaya başlıyor
ve geçen Aralık ayında Paris’te düzenlenen COP21 toplantısı da bu yolculukta
atılan ciddi bir adımı temsil ediyordu.
Ancak, karbon salımlarının büyümeye devam edeceğinin
beklenmesi, yeni politika aksiyonları alınmasına ihtiyaç duyulduğunu ortaya
koyuyor. Rapor, karbon için anlamlı bir global fiyatın, muhtemelen düşük
karbonlu bir dünyaya daha da hızlı geçiş yapılabilmesini sağlayacak en etkin
mekanizma olacağını öngörüyor.(21)
Bu yazı yazıldıktan yaklaşık bir ay sonra Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) yıllık Orta Vadeli Piyasa raporuna göre, petrol piyasasında arz ve talebin 2017 yılına kadar aşamalı
Bütün bu gelişmeler yanında farkında olunması gereken bir durum vardır ki;
Aslında üretimini günlük 12 milyon varile çıkarma potansiyeli ile gerçek bir petrol üretim devi olması ihtimal en yüksek ülke Irak'tır !
Buna yeni bulunan Doğal gaz rezervlerini eklemeden dahi söyleyebiliriz.
Yakın zamanda ise Irak, gelecek 5 yılda günlük petrol üretimini 7 milyon varile çıkarmayı hedefliyor.
Ayırca, dikkat çeken bir cümlede Irak Petrol Bakanı'na aittir;
''Irak'ın gaz üretiminin tamamını elektrik üretimi ve sanayide kullanacak'' !
Irak Petrol ve gaz sektörünün gelecek 15 yılda ki yatırım ihtiyacı ise;
300 milyar dolar....
Kargaşa içinde arka planda kalan Irak aslen oyunun temel taşlarından biri ....
(23)
Bu yazı yazıldıktan yaklaşık bir ay sonra Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) yıllık Orta Vadeli Piyasa raporuna göre, petrol piyasasında arz ve talebin 2017 yılına kadar aşamalı
olarak yeniden dengelenmesi beklediğini açıkladı.
IEA, küresel
petrol arzının 2015-21 döneminde 4,1 milyon varil/gün artacağını ve fiyatların destekleneceğini tahmin ediyor.
Raporda, petrol
stoklarının 2017 yılında 100.000 varil/gün artacağı tahminine yer verilirken, 2018 yılında 400.000 varil/gün
düşüş bekleniyor. Ajans, küresel
petrol stoklarının 2014-17 döneminde 1,5 milyar varil artacağını tahmin ettiğini belirtti.
ABD'de petrol
üretiminin ise kısa bir dönem düşüş gösterdikten sonra 2021 yılına kadar 14,2 milyon varil/güne ulaşarak tüm
zamanların en yüksek seviyesine çıkması beklentiler arasında yer alıyor.
Bu arada ilginç not ise ;
20. cadde Manhattan 1935- Petrol-yakıt tankları artık her yerdedir.NYPL catalog ID (B-number) : b13668355 |
ABD'DE ÜRETİM SADECE KISA BİR DÖNEM DÜŞÜŞ GÖSTERDİKTEN
SONRA 2021 YILINA KADAR 14,2 MİLYON VARİL/GÜN İLE TÜM ZAMANLARIN EN YÜKSEK
SEVİYESİNE ULAŞACAK...
VE IEA AYRICA ABD'DE KAYA GAZI ÜRETİMİNİN 2016 YILINDA 600.000 VARİL/GÜN
AZALACAĞINI DA BELİRTTİ ..!(22)
Aslında üretimini günlük 12 milyon varile çıkarma potansiyeli ile gerçek bir petrol üretim devi olması ihtimal en yüksek ülke Irak'tır !
Buna yeni bulunan Doğal gaz rezervlerini eklemeden dahi söyleyebiliriz.
Yakın zamanda ise Irak, gelecek 5 yılda günlük petrol üretimini 7 milyon varile çıkarmayı hedefliyor.
Ayırca, dikkat çeken bir cümlede Irak Petrol Bakanı'na aittir;
''Irak'ın gaz üretiminin tamamını elektrik üretimi ve sanayide kullanacak'' !
Irak Petrol ve gaz sektörünün gelecek 15 yılda ki yatırım ihtiyacı ise;
300 milyar dolar....
Kargaşa içinde arka planda kalan Irak aslen oyunun temel taşlarından biri ....
(23)
Petrol Fiyatlarında 2014 sonrası yaşanan hareketin Türkiye’ye doğrudan ve dolaylı etkileri:
Türkiye petrol fiyatlarındaki sert düşüşü iki farklı açıdan yaşamaktadır.
Bunlardan ilki petrol fiyatlarında düşüşe sebep olan temel
talep eksikliği konusudur. Bu global büyümedeki yavaşlama ve ticaret
hacimlerindeki düşme ile birlikte Türkiye ekonomisini etkilemiştir.
İkinci etkisi ise yukarıda bahsettiğim konu ile ilgili olan kısımdır
yani sermaye piyasalarındaki daralma ile Türkiye’den çıkan yatırımların TL
değeri ve varlık fiyatları üzerinde oluşturduğu baskıdır.
2015 Yılında tüm dünyada 2008 yılından daha büyük miktarda
fon başta Çin olmak üzere gelişmekte olan piyasalardan çıkmıştır. Türkiye’den
de bu trende uygun olarak yaklaşık 40 milyar$’lık bir para çıkışı yaşanmıştır.
Türkiye bu petrol fiyatlarındaki çöküşten bir petrol ithalat
ülkesi olarak fiyat anlamında olumlu etkiler gördü.
Türkiye’nin petrol ithalatını günlük 550 bin varil olarak
kabul etmemiz mümkün. Yıllık 22 milyon ton kadar bir ithalatımız söz konusu.
Varil fiyatının 100 USD civarında olduğu durumlarda günlük
ham petrol ithalatımız 55 milyon USD olmuştur.
Petrol fiyatları 30 USD altına gelmiş olsa bile petrol
ithalatı vadeli kontratlar ile ortalamalar üzerinden düşünülmelidir ki 45 USD fiyat ortalamasına geldiğimizde günlük
faturamızdaki düşüş 30,25 milyon USD olur.
Bunun yıllık karşılığı sadece ham petrol olarak yıllık 11
milyar USD civarındadır. Fiyatların çökmeye başladığı 2014 yılı içinde 100 usd
üstündeki fiyatlara göre yaklaşık 3 milyar USD kadar bir fark oluşması muhtemeldir.
Bu toplamda ham petrol bazında 14 milyar USD’den fazla bir
ekonomik avantaj anlamına gelir. Tabi bununla birlikte doğal gaz ve petrol
ilişkili hammadde ve ürünler ithalatından elde edilen dolaylı etkilerde hesaba
katıldığından bu rakamın daha yüksek olacağını bu konuda spekülatif rakamların
telaffuzunun mümkün olduğunu belirtmek gerekir.
Ki petrol ve hammadde fiyatlarındaki hareketin Türkiye’ye
sadece fiyatlar üzerinden etkisinin 20 milyar USD üzerinde olması muhtemeldir.
Aşağıda bu etkinin TL üzerinde diğer para birimlerine
göreceli olarak olumlu etkisini görmekteyiz.
2014 Yılında bir gazete röportajı ile petrol fiyatlarındaki
olası aşağı hareketin etkilerinden bahsetmiştim o görüşmeden birkaç paragraf
geçmek isterim ;
‘’Bilgin, son gelişmeleri şöyle yorumluyor:
"Belki de yüz yılın değil, iki yüz yılın fırsatı... Tüm
dünyada dezenflasyon bir süreç, düşük faiz ve finansman yükü (en geniş cari
açık dönemini en düşük faiz ile geçiyoruz), sadece petrolde değil hemen birçok
ham maddelerde düşen fiyatlar.
Kısaca
enflasyon konusunda bu kadar olumlu dışsal zemin gerçekten tarihi bir 'durum'. Ancak bu, şu anda sadece bir 'durum'. Bu durumun 'fırsata'' döndürülmesi
için gereken her şey tam olarak şimdi-şu an yapılmalı" diyerek
başlıyor tabloyu anlatmaya…’’
‘’Bir diğer dolaylı konu, Körfez ülkelerindeki olası bir
daralma oradan Türkiye'ye gelen finansman ve yatırımlar için olumlu sonuçlar
vermez.
2014 : ''Rusya-İran. Bu ülkelerin petrol fiyatlarından dolayı girecekleri yeni ortamın Türkiye'ye ekonomik etkilerinden çok siyasi etkileri önemli.''.....
2012 -2014 yıllarında Türkiye'nin petrol tedarik merkezlerindeki değişim :
İki figür arasındaki farklar ile uluslararası ilişkileri beraber değerlendirmek faydalı olacaktır.
2012 - 2014 Arasındaki değişimi bundan sonra olabilecekler konusunda bir ışık tutmaktadır.
Aytun Bilgin
Ocak 2016
İstanbul
EK1: 26.02.2016
İsveç Enerji Bakanı İbrahim Baylan, İsveç'in fosil yakıtlara bağımlılığını sonlandıran dünyadaki ilk ülkelerden biri olma yolunda önemli adımların atıldığını belirtti.
“İsveç 2030'a kadar, petrole ve fosil yakıtlara bağımlılığı tamamen sona erdirmek için büyük yol katetti” dedi.
2030 yılına kadar fosil yakıtlara
bağımlılığını sonlandıran dünyadaki ilk ülke olma yolunda önemli adımlar
attıklarını kaydeden Baylan,
"Bio-yakıtlar ve alternatif enerji
kaynaklarıyla ilgili son yıllarda önemli bir mesafe katettik. Yenilenebilir enerjide,
hidroelektrik, jeotermal enerji, rüzgar enerjisi, orman atıklarından üretilen
enerji ve deniz dalgalarından üretilen enerji sayesinde, 2030 yılına kadar
fosil ve petrol yakıtlarına son vermeye hazırlanıyoruz” dedi.
http://www.fortuneturkey.com/isvec-fosil-ve-petrol-yakitlarina-veda-ediyor-29091
EK2: 24.03.2016
http://www.hurriyet.com.tr/turkiye-ilk-kez-abdden-dogalgaz-aldi-40074898 |
http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1867028-rockefeller-ailesi-petrolden-cekiliyor |
http://www.abc.net.au/news/2014-09-23/rockefeller-family-to-sell-oil-investments-to-reinvest-in-renew/5761966 |
http://www.wsj.com/articles/new-market-for-u-s-shale-gas-opens-in-europe-1458588920 |
http://www.bloomberg.com/news/articles/2016-02-16/cheniere-draws-record-gas-to-sabine-pass-signaling-exports-near |
https://rbth.com/business/2016/02/17/russia-and-us-prepare-to-fight-for-european-gas-market_568467 |
EK 3 :
01.04.2016
''Suudi Arabistan Krallığının en değerli varlığı petrol için
dünyanın en büyük servet fonu oluşturuyor.
Suudi Arabistan Prensi Muhammed bin Salman Bloomberg ile 5
saati aşan bir söyleşide Kamu Yatırımları Fonu'yla ilgili görüşlerini
açıkladı.
30 yaşındaki Prens Salman'ın Kamu Yatırımları Fonu vizyonuna
göre petrol devi Aramco varlıklarının eklenmesiyle zaman içerisinde 2 trilyon
dolara ulaşması ve Suudi Krallığı'nın petrole bağımlılığının kademeli olarak
azalması bekleniyor.
Hedeflerinin Suudi Arabistan'ın petrole bağımlılığını
ortadan kaldırmak olduğunu vurgulayan Salman, "Yatırımları çeşitlendirmek
istiyoruz. Günümüzden 20 yıl sonra ekonomimiz ya da devletimiz petrole
bağımlı olmak zorunda kalmayacak. Kamu harcamalarımızı verimli hale getirmek
için çalışıyoruz. Petrol fiyatlarının düşmesinin bizim asıl sorunumuz olduğunu
düşünmüyorum"diye konuştu.
Dünyanın en büyük petrol ihraç eden ülkesi Suudi
Arabistan'da ilk petrol yaklaşık seksen yıl önce bulundu. Ve şimdi Kral
Salman'ın 30 yaşındaki oğlu dünya petrol devi ekonomiyi yeni çağa hazırlamak
için büyük bir dönüşüme hazırlıyor.
Dört devi satın alabilecek
Aramco'nun satılmasıyla oluşacak 2 triyon dolarlık fon
borsalarda işlem gören Apple, Google Alphabet, Microsft ve Berkshire Hathaway
gibi dört devi satın alabilecek.
Georgetown Üniversite'si öğretim Üyesi Paul Sullivan,
"Suudi Arabistan'ının reforma, çeşitliliğe ve yeniden düşünmeye
ihtiyacı olduğu aşikar. Ancak bu sadece petrol endüstrisi dışındaki yatırımları
artırmakla gerçekleşemez' dedi.
http://www.dunya.com/dunya/ulkeler/suudi-arabistandan-2-trilyon-dolarlik-megafon-295394h.htm
http://www.bloomberg.com/news/articles/2016-04-01/saudi-arabia-plans-2-trillion-megafund-to-dwarf-all-its-rivals
http://www.bloomberg.com/news/articles/2016-04-01/saudi-arabia-plans-2-trillion-megafund-to-dwarf-all-its-rivals
Kaynaklar :
5)
Not: Bu metnin yazarı tarafından Kalust Sarkis
Gülbenkyan ile birlikte Petrol Tarihinin en etkili iki kişisinden biri kabul
edilir.
15)
https://www.whitehouse.gov/the-press-office/2011/11/17/remarks-president-obama-australian-parliament
20)
http://oilprice.com/Energy/Crude-Oil/10-Trillion-Investment-Needed-To-Avoid-Massive-Oil-Price-Spike-Says-OPEC.html
21) www.bp.com/en/global/corporate/energy-economics/energy-outlook-2035/energy-outlook-to-2035.html
, foreks haber merkezi
22) EIA-Foreks Haber Merkezi
24) http://www.aksam.com.tr/dunya/abd-sivilastirilmis-gaz-ihracina-basladi/haber-492974
Eyvallah..
YanıtlaSilSizler sağolun ..
Silçok emek vermişsiniz teşekkürler
YanıtlaSilÇok naziksiniz , sağolun ...
SilMuazzam, elinize sağlık.
YanıtlaSilErtan Bey teşekkür ederim.
SilTeşekkürler hocam..
YanıtlaSilBen ilginiz için teşekkür ederim..
SilÇok guzel bir yazı. Emeklerinize teşekkurler. :)
YanıtlaSilKadir Bey sağolun, teşekkür ederim.
SilÇok değerli bir çalışma Aytun Bey,
YanıtlaSilEllerinize emeğinize sağlık
Çok teşekkür ederim nezaketiniz için , sağolun...
SilBen ilginiz için teşekkür ederim , sağolun..
YanıtlaSilBüyük resim için teşekkürler
YanıtlaSilben teşekkür ederim , sağolun..
SilÇok yararlı bir çalışma. tebrik ederim
YanıtlaSilteşekkür ederim, sağolun ..
SilEmeğiniz ve bilgileriniz için teşekkürler.
YanıtlaSilrica ederim sağolun..
SilÇok güzel ve değerli çalışmanız için teşekkür ederim
YanıtlaSilben ilgilendiğiniz için teşekkür ederim.
SilBüyük emek var. Çalışma için teşekkürler. Saygılar..
YanıtlaSilNezaketiniz için teşekkürler , sağolun.
SilAytun bey gerek Twitter'da gerek burada ki yayınlarınızdan büyük feyz alıyorum. Bizim gibi genç traderlar için gerçekten büyük öneme sahipsiniz. Emekleriniz için teşekkürler.
YanıtlaSilSaygılar...
Nazik mesajınız için çok sağolun, ben ilginiz için teşekkür ederim..
Silmükemmel bir çalışma olmuş !
YanıtlaSil3 günde bitirdim. Daha sonra tekrar tekrar okumak için sık kullanılanlar listesine kayıt ettim.
Çok teşekkürler..
Onur Bey vakit ayırmışsınız, ben teşekkür ederim..
SilNice work Mr Bilgin
YanıtlaSilThank you for your interest....
SilEllerinize ve emeginize saglik tesekkurler
YanıtlaSilelinize saglik, muhtesem.
YanıtlaSilPetrol ve Suriyede çarpişan 30 un üstündeki devletler hakkında da yorumunuzu bekliyoruz.
YanıtlaSilyazınız ve emeğiniz için tebrik ve tşk ederim ... birçok neden böyle sorusuna ışık oldu benim için ...
YanıtlaSilsoru - hidrojen üretimine girmek akıllıcamı? cvp verebilirseniz memnun olurum
İlginiz için ben teşekkür ederim , tabi hidrojen konusu bilgim olmayan ayrı bir konu ancak genel olarak olası alternatifler konusunda araştırmak yapmak ve yeni iş alanlarını tespit etmek faydalı olacaktır.
Silaslında ecevitten dolayı borsa küskünü ve eski bir forex ciyim ... sizin sadece bu yazınızı okuyarak bu yazıya yorum yapmıştım ... ancak sonrasında sitenizi inceledim ... bende hala ekranlar açık .. meraktan .. ama uzak duruyorum ... ama biraz yazılarınızı okudukça (hala okuyorum) .. galiba takipte kalacağım.. selamlar
SilAytun bey emek vererek yazmışsınız;kaleminize sağlık.Petrol konusunda yazılarınızı ayrı bir dikkatle okuyorum zira büyük resmi görüyorsunuz ayni görüşleri paylaşıyoruz.Lütfen petrol hususunda araştırmalarınız ve yazılarınız azalmasın.Bu coğrafyada açık yüreklilikle bunları yapabilenlerin sayisi az çünkü.
SilYakın ilginiz için teşekkür ederim, elimden geldiği kadarı ile farklı konulara girmeye çalışacağım.
SilHaftaya Emtia Fiyatları ile ilgili yeni bir çalışmamı yayınlamış olacağım. Tekrar teşekkür ederim ..
Güzel hazırlamışsınız, teşekkürler...
YanıtlaSilAygün Bey,
YanıtlaSilMüthiş bir emekle hazırladığınız, büyük resmi eksiksiz ortaya koyan, benim için olağanüstü aydınlatıcı olan bu çalışmanız için çok teşekkürler.
Saygılarımla
Mehmet Ali Yavuz
İlginiz için çok teşekkür ediyorum , sağolun..
SilHocam,
YanıtlaSilBaştan sona altı çizile çizile okunacak kalitede bir yazı...
Çıktısını alıp saklayacağım..
Esenle kalın..
İlginiz için Teşekkür ederim , sağolun ..
SilKapsamlı ve farklı bakış açılarıyla donatılmış, verisel desteklerle tamamen güçlendirilmiş mükemmel bir yazı olmuş. Müsait zamanda çıktısını alarak detaylarıyla tekrar okuyacağım. Elinize sağlık.
YanıtlaSilTeşekkür ederim sağolun ,
SilGloballeşme ve Dünyamızın geleceğini anlama açısından son derece aydınlatıcı çalışma,büyük emek, teşekkürler...
YanıtlaSilİlginiz için teşekkürler ,
SilÜstadım değerli paylaşımlarınız için teşekkürler, emeklerinize sağlık..
YanıtlaSilTeşekkür ederim sağolun ..
SilEllerinize Sağlık Aytun bey...
YanıtlaSilSYBEXSEC
Super olmus gelecege yonelik bakis acimi degistirdi
YanıtlaSilTeşekkür ederim , sağolun .
SilAnaliz super olmus tesekkurler bizi bilgilendirdiginiz icin
YanıtlaSilSYBEXSEC , ilginiz için çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilSağolun ....
Elinize saglik guzel bir calisma olmus ama bazi noktalara katilmiyorum. Petrol cagi er gec bitecek ama bu cok uzun vadede olacaktir. Su anda derin deniz deki sondaj yatirimlari neredeyse yari yariya dustu, bu maliyetli tum sondaj projeleri icinde gecerli. Ileriki bir zamanda oyle bir kesisme olacak ki askiya alinan yatirimlar yuzunden, gelecek olan petrol taleplerin dengeye gelmesi icin bile 3-5 yil gerekecek buda petrol fiyatlarinda asiri bir fiyatlama yapacaktir.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Bahsettiğiniz konuda haklısınız. Petrol fiyatlarındaki genel döngü bu şekildedir. Büyük ihtimal ile yine benzeri bir durum olacaktır. Ancak fark şuradadır artık bu döngünun her aşamasında artık diğer enerji kaynaklarının payı katlanarak artacaktır. Fiyatların zaman zaman konjonktürel yükselmesi ana trendi degistirmeyecektir. İlginiz için tekrar teşekkür ederim.
SilElinize sağlık hocam. Emekleriniz için teşekkürler.
YanıtlaSilAytun Hocam, yolunuz Abu Dhabi'ye duserse beklerim. Bu konularda uzun uzun muhabbet edelim.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim ilginiz için , umarım kısmet olursa çok sevinirim.
SilAnalizlerinin somut verilere ve sağlam analizlere dayanıyor. Sayenizde istifade ettik. Teşekkür ederiz.
YanıtlaSilEmeginize saglik. Aydinlatici bir calisma olmus. Tabii herkes gibi olaya ben de kendi gercegimden bakmak zorundayim. Oglum LYS ye hazirlaniyor ve akademik basarisi ODTU petrol ve dogalgaz muhendisligine denk geliyor. Petrolun gelecegi sınırlı ise ODTU gibi bir kurumun da enerjiyle alakali yeni bir bolum acmasi gerekiyor ve bunu cok cabuk yapmasi gerekiyor diye dusunuyorum.Biz de tercihlerimizi yeniden gozden gecirsek iyi olacak.
YanıtlaSilAyrica bir tarih ogretmeni olarak petrol sorununun dunya dengelerini hizla degistirdigini de gozlemliyorum.
mükemmel
YanıtlaSilMerhaba Aytun Bey,
YanıtlaSilKonuyla ilgili anlamadığım şey petrol piyasalarından çıkacak sermaye (Ör: Rockefeller) sadece yenilenebilir enerji kaynaklarına mı kayacak? Finans ve ekonomi konularında bilgim yok, Jeoloji Müh. son sınıf öğrencisiyim. Rockefeller'ın açıklamasını televizyonda izlemeden önce Kanada'da petrol jeolojisi üstüne yüksek lisans yapmayı istiyordum ama fikrimi değiştirdim. Zaten hali hazırdaki düşüşler yüzünden başvurduğum bir iş ilanı petrol fiyatlarındaki düşüşler ve yeniden yapılanma(Halliburton'un Baker Hughes'ı alması) neden gösterilerek iptal edildi. Piyasaya yönelik çalışmak isteyen ve Kanada'da eğitimine devam etmek isteyen bir jeologa ne önerirsiniz?
Bu arada sizi Twitter'dan ilgiyle takip ediyorum. Ufak miktarlarda döviz ve altın alım-satımı yaparak paramın en azından yıllık değer kaybının önüne geçebileceğimi düşünerek finansal konuları takip etmeye başladım(gerçi bu darbeyle beraber artan altın ve döviz fena vurdu beni). Bu vesileyle sizden haberdar oldum, iyi ki de olmuşum.
Bu konulara yeni başlayanlar için Türkçe veya İngilizce kitap önerileriniz var mı acaba? Nasıl yatırım yapılmalı, kaynaklarımız nasıl bölünmeli gibi temel konular da olabilir. Benim aklıma gelmeyen sizin "kesin okunmalı" dedikleriniz de olabilir. Kişisel gelişime inanan biriyim. Bu konuda artık okula gidemesemde kitaplardan kendimi geliştirmeyi hedefliyorum. İlerde birgün kendi işimi kurmak istiyorum. Bununla ilgili de bir işyeri nasıl kurulur, ne kadar sermaye gerekir, eldeki sermaye ile ne hedeflenebilir gibi sorular var aklımda. Bunlarla ilgili de kitap önerilerinize açığım. Muhakkak çok meşgulsünüzdür ama bir ihtimal belki görüp cevap yazarsanız çok sevinirim, iyi çalışmalar dilerim.
Merhaba Aytun Bey,
YanıtlaSilKonuyla ilgili anlamadığım şey petrol piyasalarından çıkacak sermaye (Ör: Rockefeller) sadece yenilenebilir enerji kaynaklarına mı kayacak? Finans ve ekonomi konularında bilgim yok, Jeoloji Müh. son sınıf öğrencisiyim. Rockefeller'ın açıklamasını televizyonda izlemeden önce Kanada'da petrol jeolojisi üstüne yüksek lisans yapmayı istiyordum ama fikrimi değiştirdim. Zaten hali hazırdaki düşüşler yüzünden başvurduğum bir iş ilanı petrol fiyatlarındaki düşüşler ve yeniden yapılanma(Halliburton'un Baker Hughes'ı alması) neden gösterilerek iptal edildi. Piyasaya yönelik çalışmak isteyen ve Kanada'da eğitimine devam etmek isteyen bir jeologa ne önerirsiniz?
Bu arada sizi Twitter'dan ilgiyle takip ediyorum. Ufak miktarlarda döviz ve altın alım-satımı yaparak paramın en azından yıllık değer kaybının önüne geçebileceğimi düşünerek finansal konuları takip etmeye başladım(gerçi bu darbeyle beraber artan altın ve döviz fena vurdu beni). Bu vesileyle sizden haberdar oldum, iyi ki de olmuşum.
Bu konulara yeni başlayanlar için Türkçe veya İngilizce kitap önerileriniz var mı acaba? Nasıl yatırım yapılmalı, kaynaklarımız nasıl bölünmeli gibi temel konular da olabilir. Benim aklıma gelmeyen sizin "kesin okunmalı" dedikleriniz de olabilir. Kişisel gelişime inanan biriyim. Bu konuda artık okula gidemesemde kitaplardan kendimi geliştirmeyi hedefliyorum. İlerde birgün kendi işimi kurmak istiyorum. Bununla ilgili de bir işyeri nasıl kurulur, ne kadar sermaye gerekir, eldeki sermaye ile ne hedeflenebilir gibi sorular var aklımda. Bunlarla ilgili de kitap önerilerinize açığım. Muhakkak çok meşgulsünüzdür ama bir ihtimal belki görüp cevap yazarsanız çok sevinirim, iyi çalışmalar dilerim.
Aykut bey
YanıtlaSilÇok emek vermisiniz
Elinize sağlık
Bugün yazınızı okudum. Bu sentez için teşekkürler. Araplar geç uyandı, teknolojiyi fark edemediler lakin bizi yöneten hükümetlerde farkında değiller. Mevcut iktidarın neden varlık fonu diye bir şey uydurdukları yazınızdan ortaya çıktı. Lakin o şirketlerimizde yabancıların hisseleri olduğunu düşünürsek malesef recursive fonksiyon meydana geliyor, peki asıl soru şu hükümet elde ettiği geliri nerede kullanacak yapısal yatırım yapacak mı? yoksa o da parayı sağa sola yatırıp kendi gelirini arttırarak kendi iktidarın mı pekiştirecek? Bizimkileri Irak enerji bakanı kadar milliyetçi göremiyorum adam doğalgaz gelirleri altyapı ve diğer alanlara yatırım olarak gidecek diyor :) Bizde vergi indirimi kimsenin aklının ucuna bile gelmiyor, gelirse dükkanı kapatırız diyorlar
YanıtlaSil